SON YAZIM...http://elcininyeri.blogspot.com/

Artık tamamen yeni bloğumda yazıyorum

Bunun için aşağıdaki linki tıklayın lütfen :)

http://elcininyeri.blogspot.com/




1.YIL , SEVGİLİ DOSTUM EDA SUNER VE HER ŞEYİN BAŞLANGICI BU RESİM :)


Her şey bu resimle başladı :)

Arkadaşımla aramızdaki bir espriden dolayı nette pembe panjurlu ev resmi aramaya başladım 1 sene önce Kasım ayında.Hatta daha önceki yazılarımda bahsettiğim sağlık açısından çok zor bir süreçten geçiyordum.Ankaraya ailemin yanına gitmiştim ve nette uzandığım yerden resim arıyordum.Ve tam aradığım bir resimdi.Sonra bulduğum site dikkatimi çekti.Resmi bir kenara koyup siteyi okumaya başladım.

Profil resmi çok hoşuma gitti.İçten bir gülümseme ile bir davette çekilmiş bir resim...içimi ısıtan ve doğru adreste olduğumu hissettiren bir resimdi

Sonra Eda nın sevgili eşi Ömer'e doğum günü için yazdığı yazıyı okudum.Bittiğinde yüzümde bir tebessümle birlikte gözlerimden yaşlar akıyordu.Tekrar tekrar okudum.Ancak bu kadar güzel anlatılırdı bir eşe duyulan aşk ve saygı...Allah nazarlardan saklasın.Arada bazen umudumu kaybettiğim zamanlarda yeniden güçlenmek adına okuduğum başucu yazılarındandı benim için ...Hatta anneme bile okuttum o gün .Tüm siteyi bir kaç saat içinde hatmettim :)

Her gün takip etmeye başladım sevgili Edayı.Ben takip ettiğim bloglarda yeni yazıları mutlaka okurum ama her yazılana yorum yazmayı sevmiyorum.Ama mutlaka okurum takip ederim o kişiyi...bir süre sonra mailleşmeye başladık...sonra telefonda konuşmalar başladı zuzumla :)

Ve bir gün bende bloğ açmak istiyorum diye düşünmeye başladım.Eda bu konuda teşvik etti beni.Tam 1 yıl olmuş bugün bu bloğu açalı.

Beni yüreklendiren , her zaman desteğini , güleryüzünü ,emeğini , yüreğini ve en önemlisi deli dolu enerjisini benden 1 gün olsun esirgemeyen bir yürek Eda SunerNe kadar teşekkür etsem azdır bu konuda.Başını çok şişirdim sorularımla :)

Sonra onunla bloğ arkadaşlığından öte güzel bir dostluğa adım attık.

Birbirimizin en zor zamanlarında hep birbirimizin yanında olduk.biliyoruz ki tek bir telefonla biribirimizin yanındayız...

Bencilce davranmamanın , herkesin veya her şeyin hakkını adaletle vermenin , yüreğini , emeğini desteğini sınırsız paylaşmanın karşılığı Eda ...Bu sınırsız paylaşmanın karşılığını o güzel yüreği ile çok güzel alıyor

Bu 1 senede iyi veya kötü tüm olaylarda destek olduk birbirimize.Bir sürü delilik yaptık :)

Bir aile olduk

İyiki seni tanıdım Edacım , iyiki bloğ açmam için destek verdin , bu bloğ sayesinde bir çok güzel yürekle tanıştım.

Beni okuyan , zor zamanlarda bana yorumlar veya maillerle destek olan tüm bloğdaş arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.Birbirimizi görmesek bile belki en yakınımızda olan kişilerden bile görmediğimiz desteği verdik birbirimize.

Her şey için teşekkür ederim destek olan herkese :)

BENİ BU AĞRI ÖLDÜRECEK :(

Günlerdir çektiğim ağrı artık dayanılmaz oldu.aldığım ilaç ve sürdüğüm merhem yetmedi.bugün en iyisi dr git dedim elçin
.röntgen istedi dr .belki çatlak olabilir diye .röntgen çekilen yere indim.zor bela o masaya yattım.çekildi yukarı dr un odasına çıktım.dr un ekranına görüntüyü yolladılar.meğerse net çekmemişler.dr kusura bakmayın ama tekrar çekilmesi gerek o arkadaşlar adına özür dilerim dedi.ben içimden sakin ol elçin diyorum ama ayakta zor duruyorum.

indim aşağı nerden kaynaklanıyor bu sorun dedim.çeken kız bana dr un ekranı eski model bizimki biraz daha ileri olduğu için biz ekranda net görüyoruz o net görmüyor dedi !!!!!!!!!

içimden tebrik ederim güya özel hastanesiniz ama bir işe yaramıyorsunuz dedim.tekrar o masaya yat tekrar çekildi.bu sefer başka biri çekti.biraz bekleyin bir daha sizi yormayalım eğer net çıkmamışsa gene çekelim dedi...içimden allahımm sabır dedim
aradan 10 dk geçti ben hala bekliyorum o pozisyonda .en sonunda bağırdım anlaşılan beni burda unuttunuz diye ! ben unutulacak kadınmıyım yahu:)

neyse çıktım yukarı dr a 96 senesinde düştüğümü ve kuyruk sokumunda hafif eğrilik olduğunu söyledim.filme baktı eğrilik düzelmiş ilginç dedi.
zaten nerde tuaflık var beni bulur :) allahımm sana geliyorum

ilaçlarla birlikte 1 ay oturacağım simit verdi.artık nur topu gibi simidim var :)

artık yeni adresime taşındım.ve şablon çalışması sırasında istemeden bazı arkadaşlarımın yorumları silinmiş.çok üzüldüm.lütfen kusura bakmasınlar istemeden oldu.

http://elcininyeri.blogspot.com/

yattığım yerden ancak bu kadar dayanabildim.en iyisi ben uzanayım.dayanamıyorum

2009 BENİM İÇİN KÖTÜ BAŞLADI :(




Hayatta bazen olaylar ters gittiği zaman mutlaka bir nedeni vardır olmamasının her şeyin hayırlısı olsun derim ...Ama daha 2009 a girmeye bir kaç saat kalmışken sağlık açısından her şey ters gitmeye başladı
Akşam gideceğim çok sevdiğim dostum Craft Woman nın yılbaşı partisi için hazırlanırken çok mutluydum.Gören herkes çok tatlı olmuşsun dedi.Akrep Nalan nın anadolu yakası şubesine nazar değdi resmen :) Bir güzel hazırlandım , gittim.Diğer konuklar gelmeden mutfakta bir şeyler içmek istedik.Sandalyeye oturduktan bir kaç dakika sonra sandalyenin ikiye ayrılıp benim hızla yere oturmam bir oldu.1996 senesinde ben yolda giderken düşmüştüm ve kuyruk sokumumda eğrilik var.Ve dr eğer bir daha düşersem veya çok ağrım olursa ordaki çıkıntı gibi duran kemiği almamız gerek demişti
Hep çok korkardım kışın dışarı çıkarken ya ayağım kayıp düşersem diye .Ama asla aklıma gelmezdi evde yılbaşına bir kaç saat kala keyifle sohbet ederken bunun başıma geleceği...
Resmen sanki belimden aşağı yıldırım çarptı sandım düştükten sonra .Bir an bir kaç saniye bilincimi kaybettim nerdeyim ben ne oldu bana diye içimden düşündüm.O an canım dostum ne yapacağını şaşırdı.Bir yandan acıdan gözümden yaşlar akarken bir yandan da şimdi misafirler gelecek ben iyiyim ayıp olmasın onlara diye konuşuyorum

Ama benim gibi zarif !!! birinin yerden kalkması kolay olmadı :) yılbaşını nasıl geçirdim anlamadım.Müthiş bir ağrı ve oturup kalkarken yaşadığım işgence ...

Eve geldim o ağrı ile uyudum aynaya bakmak istemedim şimdi ne göreceğimi bilmiyorum moralim daha da bozulmasın diye .Sabah baktım ve şok...Bırakın mor rengi resmen siyah olmuş.Çürümüş.Hala oturamıyorum .Ağrım var
Ama en çok benim güzel yürekli dostum Craft Woman ımı üzdüm diye çok üzüldüm.Benim iyi olmam için o kadar işinin arasında ne yapacağını şaşırdı.
Çok şık bir sofra hazırlamıştı .Sevgili eşi ile güleryüzleri ,sıcak, içten yüreklerini her an hissettirdikleri misafirperverlikleri ile harika bir gece yaşattılar .
Ve 2009 a sevgili Şeker Pasta Banu nun hazırladığı harika bir pasta ile girdik.Banucum ellerine sağlık tekrar :)
Seneye nasıl girerseniz öyle devam edermiş diye bir inanç var ...Umarım bu sene hastalıklarla geçmez...gidip uzansam iyi olacak dayanamıyorum ağrıya :(

YENİ ADRESİM http://elcininyeri.blogspot.com/...MUTLU YILLAR :)

Yeni yılla birlikte yeni bir adrese taşınıyorum.http://elcininyeri.blogspot.com/

Şablon çalışması sırasında takip ettiğim arkadaşlarımın linkleri istemeden silindi.Hemen linklerini ekliyorum ama eğer hatırlayamadıklarım olursa lütfen bana mail atarlarsa sevinirim .

http://elcininyeri.blogspot.com/

MUTLU SAĞLIKLI VE BOL PARALI YILLAR DİLİYORUM HERKESE :)

YAKINDA YENİ ŞABLONUMLA KARŞINIZDA OLACAĞIM :)

Arkadaşlar bloğumda yeni şablon çalışması olduğu için izlediğim arkadaşlarımın linkleri silindi.Yakında yeni şablonumla karşınızda olacağım :)

GÜZEL BİR SABAHA UYANMAK :)




Dışarda insanın iliklerine kadar hissettiği soğuk...Pencere kenarında sıcak bir çay , görüntüsü enfes , tadı muhteşem usta bir ahçının elinden çıkmış omlet , adalar ve deniz manzarası ...
Daha ne ister insan ...

CRAFT WOMAN ' IM ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM :) ALTIN YALDIZLI ÇERÇEVE


Annem ve teyzemlerin yıllar önce çektirdikleri resmi onlara hediye etmek istedim ahşap çerçeveye yerleştirip.Sevgili dostum CRAFT WOMAN her zamanki gibi çok şık bir çerçeve yaptı bana.Kuzum çok teşekkür ederim emeğin , deli fikirlerin :) ,o güzel yüreğin için ...
Elçin ' in çerçevesi

Ankaraya gidip hemen vermek için sabırsızlanıyorum anneme :)

ŞEKER PASTA BANU ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM :) İYİKİ DOĞDUN GAMZECİM :)






















Benim için çok değerli olan bir dostum dün rica etti bir arkadaşının kızının doğum günü varmış özel bir pasta yaptırmak istedi.Ve kime yaptırabilirim diye sordu.
Ve benim aklıma ilk gelen Şeker Pasta sevgili Banu oldu.http://pastayapiyorum.blogspot.com/

Hemen aradım.Daha önce hiç telefonda görüşmedik ama birbirimizin bloğlarını takip ediyorduk ve yorumlarda bulunuyorduk.Yaptıkları çok hoşuma gidiyordu.Ve beklediğim gibi çok sıcak bir ses tonu ile karşılaştım.Doğum günü prensesi Gamze nin neler sevdiğini söyledim.Gamze Sindy hastasıymış.Genelde her kız çocuğu gibi süsüne düşkün annesinin eşyalarını özellikle çantalarını kullanmayı seven bir genç kızmış.Ve bu güzeller güzeli Gamze 10 yaşına basacak olan sarışın mavi gözlü bir genç kız.
Banu çok güzel bir pasta hazırlamış Gamze nin sevdiklerine göre.

Bugün pastayı almaya gittim.Ve ilk kez karşılaşmamıza rağmen sevgili Banu çok misafirperver ve sıcak bir şekilde ağırladı beni sağolsun.O kadar işinin arasında birde ben geliyorum diye harika çok lezzetli pastalar yapmıştı.Çok lezzetli mini pizza , havuç salatası ve şimdiye kadar bu kadar hafif ve güzel yemediğim tarçınlı havuçlu kek...
Banucun sana ne kadar teşekkür etsem az...En başta bu güzel sıcak misafirperverliğin , güler yüzün , emeğin ve o zarif büyük yüreğin için çok teşekkür ederim ...Ve bana karşı göstermiş olduğun inanılmaz sabrın için ayrıca teşekkür ederim :)
Ayrıca siparişler için yılbaşına özel çok güzel kurabiyeler hazırlamış Banu .

YILBAŞI HAZIRLIKLARI :)
















GÜZEL HABERLERLE GELMEK İSTİYORUM...

2009 güzelliklerle geliyor... Hayatta her zaman hayırlısını istedim... Bir şey olmadığı zaman mutlaka bir nedeni vardır diye düşündüm ve sorgulamadım... Ama bu sefer yürekten inanıyorum... Olacak... Çektiğim son 1 senedir sıkıntıların son bulmasını istiyorum artık...

Güzel haberlerle gelmek istiyorum bir sonraki yazımda...

BAYRAM,MEHMETÇİK VAKFI,LÖSEV



Çocukken kurban bayramları benim için tam bir kabustu.O dönem hatırlıyorum yaza denk geliyordu.Ve o sıcakta sokaklar resmen kan gölüne dönüyordu.Pencereden dışarı korku dolu gözlerle baktığımı ve bu insanların ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırdım.


Babam yıllardır kurban kesme olayını bıraktı.Onun yerine bence çok daha anlamlı olan bağışta bulunuyor Mehmetçik Vakfı na.


Bu bayram içimizden ne kadar geliyorsa Lösev yada Mehmetçik Vakfı na bağışta bulunalım lütfen ...Bir yetim kalmış veya bir kanserli çocuğu mutlu etmekten daha büyük sevap ne var !




Herkese sağlıklı , huzurlu bol tatlılı bayramlar :)


AŞK...

LÜTFEN SESLİ İZLEYİN

KARSIMIZA ERKEN CIKMIS INSANLARI YOLUN DISINA SÜRERKEN

KARSIMIZA ERKEN CIKMIS INSANLARI YOLUN DISINA SÜRERKEN ; BİR GÜN GERİ DÖNÜP,ONU DELİLER GİBİ ARIYACAĞINIZI HİÇ HESABA
KATIYORMUSUNUZ?

HAYAT HER ZAMAN CÖMERT DAVRANMAZ BİZE. TERSİNE ÇOĞU KEZ ZALİMDİR. HER ZAMAN AYNI FIRSATLARI SUNMAZ

TOYLUK ZAMANLARI ÖDETİR, HOYRATÇA KULLANDIĞIMIZ ARKADAŞLIKLARIN,ESKİTMEDEN YIPRATTIĞIMIZ DOSTLUKLARIN, SAVURGANCA HARCADIĞIMIZ ARKADASLIKLARIN HAZİN HATIRASIYLA YAPAYANLIZ KALIRIZ BİR GÜN...

BİR AKŞAM ÜSTÜ YANIMIZDA KİMSECİKLER OLMAZ; YA DA OLMASI GEREKENLER YANIMIZDAKİLER DEĞİLDİR...

MURATHAN MUNGAN

BİRAZ TEBESSÜM BU KOŞUŞTURMACADA :)
















KÜÇÜK ELİF ATATÜRK ÖLDÜ DİYE AĞLIYOR ...

Dün gece Beyaz Show da izledim küçük Elif i...onun o gözyaşlarına dayanamadım...içim parçalandı...

Ve bu dışarıdan ülkeyi seviyorum görünen ama içinden bu ülkenin kötüye gitmesi için her şeyi yapmaya hazır ikiyüzlü insanların yüzlerce kez izlemesi gereken bir video !

Lütfen izleyin

http://videogaleri.hurriyet.com.tr/Video.aspx?s=5&vid=2940




.

BEN DUANIN AYARINI FAZLA KAÇIRDIM :) MS

Bu sözü aniden çok hızlı kilo verip yatağa yapıştığım zaman söylemiştim...

Hani bazı insanlar vardır strese girdiklerinde iştahdan kesilirler bu durum bende tam tersiydi.Ne zaman canım sıkılsa kendimi yemeğe veriyordum.Sanki hırsımı yemekten çıkarıyordum.Ve her seferinde allahım ne olur bir gün bir şey olsun ve şu iştahım kesilsin diyordum...

Ve gerçekten bir sabah uyandığımda çok şiddetli mide bulantısı ve iştah kaybı ile uyandım.Asla ağzıma bir şey koyamıyordum yemekler bana pis geliyordu .Bu benim için imkansız bir durumdu eğer ben yemekleri pis görüyorsam gerçekten hastayım demektir :)

dedimki allahım tamam iştahım kesilsin dedim ama bu kadarını demedim .yok ben bu dua işini beceremiyorum bir ayarım yok yahu :)

İlk hafta 6 kilo 2. hafta 8 kilo verdim .Ne yapacağımı bilemedim.Hemen dr a gittim.

40 a yakın kan tahlilleri mr lar ultrason kolonoskopi endoskopi ama sonuç yok ...sebebini bulamıyorlar.dr uma da sinir geldi elçin yapmadığımız şey kalmadı ama bu kadar şiddetli mide bulantısına sebep olacak bir şey çıkmadı...

Dr um dahiliyeci.Ve işinde gerçekten çok iyi.Hiç bir şeyi asla şansa bırakmıyor.elçin seni birde gastrolog görsün dedi.Gittim.Sonuçlarıma baktı ve dediki bu son yıllarda 30 lu yaş gurubundaki bayanlarda bunu çok sık görmeye başladık.Sebepsiz iştah ve kilo kaybı mide bulantısı belirtileri temel şikayetler.Nedeni stres.Ve bunun tedavisi psikiyatrist dedi.

Ama ben gitmedim.İhmal ettim.Ama mide bulantısı beni mahfetti.aradan bir süre geçti çalışmaya başladım.İş yerinde çok stresli bir ortam vardı.Bir gün benim görmem bulanıklaştı herhalde tansiyonum çıktı diye düşündüm.Aradan 2 gün geçti telefonla konuşurken aniden sağ kolumu hissetmedim uyuşma ve güç kaybı oldu .Ben felç geçiyorum sandım...

hemen acil dr a gittim.dr beyin mr ı istedi.çektirdim.mr için randevu alırken dr un yazdığı istem kağıdına bakarken şok oldum.dr şüpelendiği rahatsızlığı yazmış ama bana söylememiş...

dr bende MS hastalığından şüpelenmiş.mr sonucunu almaya gittim ama sonucu beklediğim 2 gün berbat geçti.kimseye hiç bir şey demedim.aileme söylemedim hiç bir şey netleşmeden.sadece 3 dostum biliyordu.ve mr sonucunu almaya giderken de kimseyi yanımda istemedim tek başıma ben hallederim diye.Ben her şeyi kendim halletmeye çalışırım her zaman kimseye zahmet vermek istemem

sonucu aldım ve okumaya başladım.korktuğum başıma geldi.beyinde ufak bir leke var diyordu sonuç.ama bir önceki yazımda belirttiğim üzre olayları kafamda büyütüp yumak haline getirme konusunda kendimi tek geçtiğim için tüm felaket senaryolarını 2 dk içinde üretmeyi başardım :)
deli gibi ağlamaya başladım.kendimi kontrol edemiyordum.hemen dr un yanına gittim sonucu göstermek için .kapıda dr u beklerken hala kontrol edemiyordum gözyaşlarımı.sırada bekleyen bir teyze kızım ne olur bu kadar ağlama bak sen daha çok gençsin neyin varsa mutlaka düzelir.bak ben yaşlıyım bu saatten sonra bana bir şey olsa ne olacakki.hadi sen benden önce gir kıyamam gözyaşlarına dedi.

bu sefer o teyzeyede üzülmeye başladım.teşekkür ettim ve içeri girdim.sonucu dr un önüne koydum dr baktı ve ağzından boşuna tıp okumuş bu kadın dediğim cümleler döküldü .

gülerek bana dediki: aaa hay allah çıkmaz çıkmaz dedik ama çıktı !!!!!!!

ne demek çıkmaz çıkmaz demek ya ..sen nasıl bir hastaya ve karşında deli gibi ağlayan bir hastaya bu şekilde konuşursun..sinir etti beni...ve bana olmadık bir teklifte bulundu.bu sonucu başka bir görüntüleme merkezindeki dr lara da göstermek istiyormuş...yahu bu beyin ...başka bir şey değil...baktımki olacak gibi değil dedimki size saygı duyuyorum ama karşınızda duran beyin mr ı ve şüpelendiğiniz hastalık ms ! ve bu konuda zaman kaybı olamaz.sizden rica edicem bu konuda çok iyi uzman bir dr önermeniz...bana 2 isim verdi.ve Türkiye de bu konuda gerçekten çok iyi isimlermiş .bunu sonradan araştırdığımda da öğrendim

insan başına gelmeyince anlamıyor .çevremde ne kadar ms hastası varmış.ve başladım araştırmaya bu hastalık nedir diye .aşağıda bu hastalık ile ilgili merak ettiğiniz her şeyi bulabileceğiniz sitenin linki



http://www.ms-gateway.gen.tr/


Ve Türkiye de ms hastalığı konusunda çok iyi bir isim var .Prof.Dr.Aksel Siva
Kendisi cerrahpaşa da hoca ayrıca klinikde de çalışıyor .linki bu :

http://www.medicatr.com/

kendisinden randevu almak gerçekten çok zor ama allah bana çok yardımcı oldu.normalde 1 ay sonrasına randevu alabiliyorsunuz ama bir hasta randevusunu iptal edince ben hemen gittim...

Daha içeri girmenizden sizinle konuşurken muayne etmesinden çıkana kadar farkını ortaya koyan bir hoca .açıkçası nette araştırırken biraz kendisi hakkında çekincelerim vardı .biraz sert biri diye yazıyordu nette yorumlarda .ama tam tersi çok sıcak ilgili ve işine çok hakim bir dr buldum karşımda .ve benim için çok önemli olan sorduğum her soruya detaylı benim anlayabileceğim şekilde sabırlı bir şekilde cevap verdi.

ve sonuçta ben ms hastası değilmişim.

ben normalde güleryüzlü sıkıntımı dışarı belli etmeyen içime atan biriydim.ve aksel hoca bunun en büyük tehlike olduğunu söyledi.bir çok tahlil istedi.yaptırdım.kliniği karşıda olduğu için gidip gelmem zor olacaktı .sonuçları faxladım.akşam 6 oldu hala beni aramadı.dedimki herhalde yarın arar işleri yoğundu .

ama gece saat 9 da telefonum çaldı .aksel hoca karşımda.şaşırttı beni .gecenin o saati hala işinin başında ve beni arıyor.dahiliye dr umun teşhisine o da katıldı.

Benim vücudumda demir ve b12 bitmiş.ve bunların eksikliği vücutta çok ciddi sorun yaratırmış.Ve bunların eksikliğinden dolayı yaşadığım şikayetler ms hastalığının belirtilerine çok benziyor

ve ben bir sürü vitamin içmekten bu hale geldim yani akrep nalan nın anadolu yakası şubesi :)

RUHUNU TERBİYE ETMESİNİ ÖĞRENMELİSİN...

Bu annemin çok sevdiğim bir sözüdür ...ne kadar uydum ne kadarını başardım bilemiyorum

Ama çok kolay olmadığı kesin ...hele böyle bir düzende

DEĞER VERDİĞİN İNSAN SENİN DEĞERİNİ BİLMİYORSA BIRAK KENDİ DEĞERİ İLE KALSIN...RUH HALİM , ISSIZ ADAM FİLM MÜZİKLERİ CD Sİ


Her zaman dediğim bir şey var bu hayatta ne ekiyorsak onu biçiyoruz.ne eksik ne fazla ...


ne yazıkki şimdiye kadar benim karşımdakine gösterdiğim saygıyı , ilgiyi ,değeri hak eden biri çıkmadı...daha doğrusu dostlarım hariç


benim için olmazsa olmazlardandır saygı ! saygısızlığa asla tahammülüm yok


bazı insanlar bazı şeyleri kaldıramazlar...fazla gelir onlara çünkü hayatlarında belkide değer saygı çok fazla görmedikleri için .


ve şuna bir kez daha inandım ki erkek veya kadın karşısındaki kişi onun burnundan getirdiği sürece değerli oluyor ! daha bunun tersini görmedim ...ne kadar anlayışlı saygılı ilgili olsan bile yok gene nerde sorunlu tipler var onlar değerli oluyor .seni resmen aptal yerine koymaya çalışıyorlar


bazen diyorum bunu yapanların burnundan getir ama bir an düşünüyorum bu bana ters yapamam...ruhumu çok yorar bu


ne istediğini bilmeyen her an karar değiştiren maymun iştahlı insanları sevmiyorum...dengesizlikleri zamanla benide yoruyor


biliyorum tuaf bir yazı oldu ama ruh halim böyle bu ara ...kırgınım canım çok acıdı...


bir kitapta okumuştum benim için çok önemlidir der ki


HAYATTA SEN NEYE MÜSADE EDERSEN İNSANLAR SANA O ŞEKİLDE DAVRANIRLAR.


hata bende...bildiğim halde gene aynı hatayı yaptım.


DEĞER VERDİĞİN İNSAN SENİN DEĞERİNİ BİLMİYORSA BIRAK KENDİ DEĞERİ İLE KALSIN



ayrıca bugün ıssız adam filminin müzik cd si piyasaya çıkmış

BENİM KADAR OLAYLARI OLMADIK YERDEN ANLAYIP KAFASINDA KURAN KAÇ KİŞİ VARDIR :)


Bu benim yorumum değil sevgili dostun cancağızımın yorumu :)


Düşünüyorum gerçekten olayları bazen o kadar deşiyorum ki suyu çıkıyor.


5n1k olayını resmen abartıyorum .Mesela bana biri bir şey dedi.Eğer kafamda bununla ilgili en ufak bir soru işareti kalırsa vay haline karşımdakinin :)


İlk sesim çıkmıyor.Kafamda onun dediklerini düşünüyorum her ayrıntısını.Birde en kötüsü benim hislerim çok kuvvetlidir.Bunun bir çok örneğini yaşadım.Düşünürken kafamda soru işareti oluşursa olay orda başlıyor zaten.Yüzlerce soru kafamda dolanıyor.İçimde bir şey tutamıyorum ben o anda baktım ki boğulucam sorularla savaşmaktan direk içimdekileri çıkarıyorum...


Detaylardır bütünü oluşturan benim için ...


Ama ne çıkarma :) resmen soru bombardımanına tutuyorum.Sonra karşımdaki tamam Elçin sen ne düşünüyorsan öyledir diyor :) haydiii o zaman gene bana sinir basıyor neden ben düşünüyorsam öyle diye :)


Yok ben arızayım karar verdim :) ne içindekini döküyorsun yahu...tut içinde işte ...acaba ben ondan mı kilo aldım yıllarca :)


Spora gitmek biraz iyi geldi.Benim en kötü huylarımdan biri de( tabi bu bazı kişilere göre bana göre iyi bir şey :) )bir yere gittiğimde hastane mağaza spor merkezi vb. hiç farketmez bir anda insanlarla sanki 40 yıllık arkadaş gibi sıcak ilişki başlıyor hemen kaynaşıyorum.Normal sessiz hiç yorum yapmadan durmak isterim gittiğim yerde ama mutlaka bir şeyler yapmam gerek :) Eğer bir sorunu varsa birisinin orda mutlaka yardım etmem gerek.Mesela sağlıkla ilgili bir sorun varsa hemen o konuda iyi bir dr yada neler yapması gerektiğini söylüyorum.Benim bildiğim ve faydasını gördüğüm bir çok kişinin de faydasını gördüğü bir şey varsa paylaşıyorum.Tutamıyorum ya o anda kendimi :) Cancağızımın dediği gibi bazen bazı durumlarda ben başka bir boyuta geçiyormuşum tamamen değişiyormuşum


Annem zaten bazen der yok Elçin var bir sorun yok yok seni mutlaka hastane de karıştırdılar sen benim kızım olamazsın.Allahım ben ne günah işledim ya diyor annemmmm:)


31 senedir düşünürüm acaba annem beni seviyormu diye kafamı kurcalıyor böyle dediği zaman :)

KARDA DONMAK ÜZERESİN ...UYKU TATLI GELİYOR...AMA SEN ÖLDÜĞÜNÜN FARKINDA DEĞİLSİN .


Karda donmak üzeresin... uyku tatlı geliyor... ama sen öldüğünün farkında değilsin...




Issız Adam filminde beni çok etkileyen sahnelerden biriydi Ada nın Alper e söylediği bu sözler ...Tabi sevgili dostumu da etkiledi

Issız olan kimdi ? Ada mı Alper mi...


Ve filmin müzikleri çok güzel ve etkileyiciydi.Özellikle Ayla Algan nın Anlamazdın parçası

YouTube a girmek malum sorun .Ama dtunnel dan girebiliyorsunuz .YouTube da filmin müziklerini dinleyebilirsiniz


Linki bu:


Siteye girdikten sonra aşağıda begin browsing yazan kısmın sol taraftaki boşluğa http://www.youtube.com/
yazın ve begin browsing e tıklayın .
Site açıldıktan sonra search kısmına ıssız adam yazın .Ve filmdeki müzikleri dinleyebilirsiniz.
Sitede 3. sırada yer alan Ayla Dikmen nin Anlamazdın parçası benim favorim :)

ISSIZ ADA(M)

Pazartesi günü uzun zamandır geçirmediğim kadar keyifli huzurlu bir gün geçirdim...önce her zaman caddeye gittiğim de uğradığım kızılkayalar :) güzel bir cafede kahve ve tatlı keyfi...biraz cadde de yürüyüş ve heyecanla beklediğim filmi görmek için sinema...ve bu keyifleri yaşarken benimle olan çok özel ve değerli bir dost



Issız Ada hakkında uzun uzun yazmayacağım.çünkü hani bazı anlar vardır ya söylemekle veya yazmakla olmaz yaşamak gerekir .işte öyle bir film...



mutlaka izlenmeli...Çağan Irmak farkını bir kez daha ortaya koymuş.



Ve filmde Alper in sahibi olduğu mekan çok hoşuma gitti .ve nette araştırdım mekan Beyoğlu Tünel Leblon ...



film bittikten sonra bir kaç dakika kendinize gelemiyorsunuz ...müzikler ..mekanlar ...ve sonu



gözlerinizden gelen yaşa engel olamıyorsunuz... Issız olan ada mı adam mı bunun kararını veremiyorsunuz !



her zaman söylediğim bir söz vardır arkadaşlarıma veya dostlarıma .ilk yeni bir şey yapacağı zaman insan şunu düşünmeli önce .yaşayacağım 2 - 3 saatlik zevk kaybedeceklerim uğruna değecek mi ! eğer bunun cevabını vicdanen verebiliyorsanız yapın .ama veremiyorsanız kendinize olan saygınızdan daha değerli hiç bir şey yok.



BENİM GİBİ KENDİ RÜZGARINDAN BİLE HASTA OLABİLME YETENEĞİNE SAHİP KAÇ KİŞİ VAR !!!


Spor maceram 4 gün sürebildi.Kendime dikkat etmem gerekiyor devamlı çünkü allerjik astım var bende.2 sene önce gene spora başlamıştım.spor merkezinden çıkarken çok dikkat ediyordum ve en fazla 1 ay gidebildim çünkü çok kötü hastalanmıştım o dönem.uzun süre yataktan çıkamadım


ve yine aynı olay...kendi rüzgarından bile hasta olabilme yeteneğine sahip kaç kişi var şu dünyada bilmem !


öksürmeye başladım kemiklerim ağrıyor .birde grip olucam ama 1 aydır vücut tuaf bir şekilde acaba olsam mı olmasam mı diye karar veremediği için ne yaptığım belli değil.


ve grip olamadığım için başım devamlı ağrıyor .kendimi resmen 70 yaşındakiler gibi hissettim yahu bu yazdıklarımı okuyunca :)


eğer ben 31 yaşında böyleysem 70 yaşında ne olurum allah bilir bu gidişle.benim tedavülden kalkma zamanım geldi anlaşılan :)


antibiyotik alamam.yasak artık uzun zaman ...tv da gördüm ve annem de söyledi.çörekotu ve balı karıştırıp yersek öksürüğü kesiyormuş.çörekotuna börekte ve poğaça da bayılırım :)


ve tatlı yememek gerekiyor eğer öksürüğünüz varsa asla ...çok fazla tetikliyor...haşlanmış patates iyi geliyor boğaza
yılmak yok devam spor merkezine

SALSA KURSU , TOMBİŞLİK , SEKSÜÜÜLÜK :) , SPOR MERKEZİ , VE BENNN :)


Uzun zamandır istediğim bir şeydi dans kursuna gitmek.ama bir türlü evime yakın ve uygun saatte olan bir kurs bulamadım....ve bir spor merkezine yazılma zamanım gelmişti.yaklaşık 1 yıldır sağlık sorunlarımdan dolayı yok demir eksikliği yok b12 eksikliği yok kistler vb bir sürü sorun derken ayağa kalkmak için günde bazen 6 tane ilaç içtiğimi biliyorum...bir sürü vitamin almanın bedeli akrep nalan nın anadolu yakası şubesi gibi olmama neden oldu :) abarttım tabi ama dikkat etmesem sonum o olacak


ve artık buna bir durrrrr demenin zamanı gelmişti :)


bugün tavsiye edilen bir spor merkezine giderken çok sık geçmediğim bir sokaktan geçtim.birden kafamı yana çevirdim ve bir an durdum...işte ordaydı...aradığım şey karşımda duruyordu.bir müzik kursunun önünde bir reklam vardı .dans kursumuz başlamıştır diye ...


yaşasınnn işte bu dedim :)


genelde çalışanları düşündükleri için bu tarz kurslar hafta içi akşam saatlerinde oluyor.bu kursun saatleri bana çok uydu pazar günleri 1.5 saat sürüyormuş...tombiş bir hatunum ama kıvrak bir yapım vardır .düşünün artık bu halde nasıl kıvrak seksüüü bir hatun olabileceğimi engin hayal gücünüze bırakıyorum bunu :)


haftada 1 gün gidiliyormuş kursa.ordan çıkıp spor merkezine gittim.evime yakın .ve benim için en önemli konu ferah ve havalandırmasının iyi olması şart.çünkü allerjik astım var bende.fiyatta çok uygun olunca birden karar verdim tamam yazılıyorum diye :)


kesin karar verdim .40 kilo vericem.tabi ben bu kadar kilo versem hayalete dönerim o ayrı:) en iyisi ortasını bulmak.30 ideal olacak.benim bu zayıflama konusu ayrı bir yazı olayı ...


1 sene önce 1. hafta 6 kilo 2. hafta 8 kilo birden verdim...aniden...ortada bir şey yokken .ve resmen ben yatağa yapıştım.vücut ne yapacağını şaşırdı ne oluyoruz yafuuu dedi:)


evet bir yerlerden başladım artık....birde iş bulsam harika olacak...severek yapabileceğim bir iş olsa harika olur .mesela dans kursu veya yemekle ilgili bir iş...allahım spor merkezine yazılıyorum gene aklım yemekte ...sen beni ıslah et :)










ÖĞRENDİK Kİ...

Öğrendik ki....
Birtek insanın bize "iyiki varsın" demesi,varolduğumuz için mutlu olmamızı sağlar....
Öğrendik ki....
Kibar olmak haklı olmaktan daha önemlidir....
Öğrendik ki....
Hayat şartları bizi ne kadar ciddi görünmeye zorlasada hepimiz çılgınlıklarımızı paylaşacak birini arıyoruz....
Öğrendik ki...
Bazen tek ihtiyacımız olan bir el ve bizi anlayacak bir yürektir....
Öğrendik ki....
Parayla "klas insan" olunmuyor....
Öğrendik ki...
Gün içinde başımıza gelen küçük şeyler gün sonunda koca bir mutluluğa dönüşüyor....
Öğrendik ki....
İnkar edip içimizde sakladığımız şeyler gerçekliğini kaybetmiyor....
Öğredik ki....
Birisiyle dalaştığımızda tek başardığımız onun bize daha çok zarar vermesini sağlamaktır.... Öğrendik ki....
Her yarayı saran zaman değil sevgidir....
Öğrendik ki....
Çabuk olgunlaşmak için zeki insanlardan oluşan çevre edinmek gerekir....
Öğrendik ki....
Karşılaştığımız herkes bir gülüşümüzü hak eder....
Öğrendik ki....
Hiç kimse mükemmel değildir....
Öğrendik ki....
Hayat zordur ama biz daha zorluyuz....
Öğrendik ki....
Gülümsemek, daha güzel bir görüntüye kavuşmanın bedava yoludur....
Öğrendik ki....
Hepimiz zirvede olmak istesek de asıl keyif oraya tırmanırken yaşadıklarımızdır....
Öğrendik ki....
Zamanımız ne kadar azsa yapacak işler o kadar çoktur....
Öğrendik ki....
Birini ne kadar çok seversek hayat onu bizden o kadar çabuk alıyor....
CAN DÜNDAR


SÖYLESEM TESİRİ YOK ; SUSSAM GÖNÜL RAZI DEĞİL

FUZULİ


-------------------------------------------------------------------------


DÜNÜNDEN DERS ALIP NE KADAR ÇABUK VEDALAŞIRSAN YARINLARINI O KADAR ÇABUK BULURSUN




DEĞİŞİK AYAKKABI MODELLERİ :)





































LÜTFEN 10 DK DÜŞÜNÜN ...

İçimden hiç bir şey yapmak gelmiyor...kahroldum ..içim acıdı.ama biliyorumki şehit olan o aslan gibi evlatların anneleri babaları kadar yüreğim acıyamaz...hani bazen vardır ya sözlerin tükendiği anlar ...işte öyle bir durum bu olay...söylenen hiç bir söz asla teselli etmez...
birde edin ailesinede çok üzüldüm...7 ay içinde bir aile yok oldu...bazen insan soruyor ..neden allahım ?...
her zaman dediğim bir şey var ...hayatta maddi anlamdaki kayıplarınızı ama 3 ay sonra ama 6 ay sonra yerine koyarsınız ama manevi anlamdaki hiç bir kayıp asla yerine konmuyor !
bir anda yok olan hayatlar ...
işte o yüzden lütfen sevdiklerinize daha çok sarılın ...açın telefon defterinizi...uzun zamandır aramadığınız sevdiklerinizi arkadaşlarınızı arayın...zamanım yok işim var bahanesini lütfen bir kenara bırakın...
30 saniyenin önüne bir tek ölüm geçer ! onlar için aradığınızı merak ettiğinizi önem verdiğinizi lütfen hissettirin ...
NE KAYBEDERSİNİZ TEK TELEFONLA ? HADİ...

Can Dündar ın olup olmadığı tartışmalı bir yazı var .çok hoşuma gider ...anlayan için çok şey ifade ediyor bence ...

CENAZE

Hayatın sizin için çekilmez hale geldiğini düşündüğünüzde kendinize 10 dakika ayırın ve kendi cenaze töreninizi düşünün Bir zamanlar bir psikoloji kitabında okuduğum bir bölüm vardı... Hayatın ve getirilerinin kıymetini anlamak için tavsiye edilen bir metod vardı içinde... Deniyordu ki;
"Arada bir, çok bunaldığınızda, hayatın sizin için çekilmez hale geldiğini düşündüğünüzde kendinize 10 dakika ayırın ve kendi cenaze töreninizi düşünün"...
Cümleyi ilk okuduğumda çarpılmıştım... Ben girişin akabinde pozitif bir gelişme ve tavsiye bekliyordum... Ama "kendi ölümümüzü ve cenazemizi" düşünmemiz tavsiye ediliyordu... Tüylerim diken diken oldu ve yazarın saçmaladığını düşündüm o an... Ama önyargı düşmanı biri olarak okumaya devam ettim... Diyordu ki; " bunları düşündüğünüzde dünyadaki yerinizi, dünyayı terkettiğinizde oluşacak boşluğu, sevdikleriniz ve sizi sevenler için öneminizi anlayacaksınız... Özellikle insanların sizin için neler söyleyeceklerini, onlar için ne ifade ettiğinizi hissetmeye çalışın... O andan geriye dönme şansınız olmadığını, hayat denen kredinizin bittiğini ve onlara yanıt verme şansınız olmadığını düşünün... Tekrar sarılma, bir kez daha öpme ihtimalinizin bittiğini hissedin... Dünyadaki küslüklerin, ayrılıkların, kavgaların yanında bu acının ve geri dönülmezliğin korkunç çaresizliğini yaşayın... Bırakın canınız yansın, bırakın alevler içinde kavrulsun tüm ruhunuz... Orada, o musalla taşında düşünün kendinizi... Seyredin şu an çevrenizde olanların yüz ifadelerini... Akıllarından ve yüreklerinden geçen cümleleri hayal edin... Kitaba devam etmeden bıraktım kenara ve gözlerimi kapatıp aynen düşünmeye başladım... Eşimi, oğlumu, annemi, babamı, kardeşlerimi ve diğer tüm çevremi oturttum tek tek kendi cenaze törenimdeki yerlerine... Birer birer yerleştirdim tabutumun çevresine hepsini... Hayatımda çok nadir bu kadar canım yanmıştı... Görüyordum işte "babaaaa..." diye ağlayan biricik oğlumu... Eşim kucağında "ağlayan emanetimle" ayakta durmaya çalışıyordu perperişan... Koca çınar babacığım, belli belirsiz dualar okuyordu, o gözümden hala gitmeyen vakur duruşuyla... Annem, ciğerinden bir parça canlı canlı koparılmış gibi hem içine hem dışına akıtıyordu gözyaşlarını... Kardeşlerim, akrabalarım "çok erken gitti, doyamadı oğluna..." diyordu acıyan ses tonlarıyla... Ve dostlarım... Onlar da şaşkındı... Bazısı "daha dün birlikteydik, nasıl olur...?" diyordu... Bunları seyredip onlara "hayır ölmedim, burdayım.." demek istedim hayal olduğunu unutup... Sonra anladım yazarın ne demek istediğini daha devamını okumadan kitabın... Farkındalık önemli bir kavramdır psikolojide... Belki de hiç aklımıza gelmeyen ve gelmeyecek bir farkındalığı göstermek istemişti yazar... Kitabı okumaya ne gücüm kalmıştı, ne de isteğim... Almam gereken dersi ve mesajı almıştım...
Şimdi ne kitabın adını ne de yazarı hatırlamıyorum... Şu an bunları yazarken bile çok kötü oldum... Bu olayda tek farkındalık da yok üstelik... Biraz kendime geldikten sonra devam ettim hayatımın en zor hayaline... Sırada çevremdekilerin ölümümün akabinde neler söyleyecekleri vardı... Usulen ve nezaketen söylenenlerin dışında... Onlarda bıraktığım izleri, yaşananları ve yaşanamayanları elden geçirerek ben konuşturacaktım hayalimde... İçlerini okuyacaktım, senaryo bana ait olarak... Yaşarken neler yazmıştım, ölümümle neler okuyacaktım... Gerçek duygularıydı ulaşmaya çalıştığım, ölüm acısının etkisiyle girilen duygusal mod değildi, deşifre etmem gereken metin... Diğerlerine geçmiyorum... Bu yazıyı şu an yazıp sizlerle paylaştığıma göre "diğerlerine" artık sizlerde dahilsiniz... Düşünün, bir gün bir mail ulaşıyor "ölmüş" diye... Sizler kimbilir neler düşünür ve yazardınız... Eşim şu an yanımda ağlıyor, sanki gerçekmiş gibi... Oysa ki yazarın amacı "Yaşamanın ve hala nefes alıyor almanın kıymetini göstermekti... Benim de öyle... Lafı çok uzattım farkındayım...
Ama hayat dediğimiz çözümü zor süreç 2 satırla özetlenemeyecek kadar girintili çıkıntılı...
Ben o gün kurduğum o hayalle, canımın tüm yanmasına rağmen YENİDEN DOĞDUM... Bilgisayar diliyle "format attım hayatıma"... Sahip olduklarımın farkına vardım ve hala nefes alıyor olduğum için şükrettim... Gözlerimi açtığım anda o kötü ve acı sahne bitmiş, oyun perde demişti...
Peki ya hayal değil de, gerçek olsaydı ve perde bir daha açılmamak üzere kapansaydı... İşte bu final bu yazıyı buraya kadar okumanıza değmiş olmalı... Belki gerildiniz, kötü oldunuz ama devamını getirirseniz buna değer bence... Ben bu akşam melankoliğim ve biraz abartmış olabilirim... Hani sanatçı ve şairiz ya ondandır belki... Bence bu yazıyı sadece okuyarak bırakmayın...
LÜTFEN ARADA BİR, BURADAN ALDIKLARINIZI TARTIN, DÜŞÜNÜN VE HAYATINIZI GÖZDEN GEÇİRİN...
Ölümün kime ve ne zaman geleceğini Yüce Allah'tan başka bilen yok... İşte bu yüzden hazır yaşıyorken ve nefes alıyorken yapabileceklerinizi yapın, ertelemeyin... Bilerek - bilmeyerek kırdığınız kalpleri tamir edin... Sizi sevenlere ve sevdiklerinize daha fazla zaman ayırın... Biraz Hıncal abi tarzı olacak ama, sevginizi ve verdiğiniz değeri haykırın onlara iş işten geçmeden...
Ve en önemlisi;
VERDİĞİ -VERMEDİĞİ, ALDIĞI - ALMADIĞI HERŞEY İÇİN, TEKRAR TEKRAR ŞÜKREDİN YÜCELER YÜCESİ YARADAN'A...
CAN DÜNDAR

KADINLAR İÇİN BİLGİSAYAR VE MOUSE MODELİ :)











ALLAHTAN KADINIZ DEDİRTEN 100 NEDEN :)

1.Sigaradan sararmis biyiklarimiz yok…2. Arabamızın yolda patlayan lastigini degistirmeyi bilmesek de olur.3. ‘Ya kalkmazsa? ‘4. ‘Ya inerse? ‘.. sizin de isiniz zor valla yaaa…5. Pantolon giymek bizim için fizyolojik olarak en az etek kadarrahattir.6. Kisiligimiz kullandigimiz arabanin beygir gücü ile dogruorantili olarak degismiyor.7. Tuvalette sadece tavana degil, sagimiza solumuza herhangi bir ölçme-biçme endisesi duymaksizin bakinabiliriz.8. ‘Gerçek mi, rol mü yapiyor? ‘9. ‘Damsiz Girilmez’ bize bir sey ifade etmiyor…10. Kirmizi isikta yanimizdaki arabanin bizden önce çikmasi ya da bir aracin bizi sollamasi hiçbir sey demek degildir.11. Istedigimiz her yerde ve her kosulda ağlayabiliriz.12. Bedensel hareketlerimiz vücudumuzdaki olasi kaslaribelirginlestirecek diye bir zorunlulugumuz yok…13. Vücudumuzda kas olacak diye bir zorunlulugumuz da yok hatta..14. Kas gücü gerektirecek isleri zevkle yapacak birileri her zaman vardir…15. Dügme, sökük vs. dikmek özel bir beceri gerektirmiyor.16. Dünya yerle bir olsa önce kadinlar ve çocuklar!17. ‘Yoktan var edilen’ yapay bedenlerimize tapinacak bir karsi cins varken, kozmetik ürünleri ve estetik cerrahinin olanaklarindan sonuna kadar yararlaniyoruz…18. Asik oluyoruz… korkmadan.19. Biraz göbek sevimli mi durur? .. hadi ordan! ! siz hiç ‘kalçalarimdaki yaglar beni çekici gösteriyor’ diyen bir kadin gördünüz mü? Asla dis görünüsümüzle ilgili yalan telkinlerle kendimizi kandirmaya çalismayiz.. Rejim gerekiyorsa rejim… alla alla…20. Tecavüze ugradigimizda cinsel tercihimizi degistirmek zorunda degiliz…21. Duygusal saçmaliklar adina kredi sahibiyiz… çiçek ve çikolata istiyoruz….22. Evde, banyoda, kil- tüy dökmeyiz…23. Dokundugumuz bedenin herhangi bir kismindan silikonlar fiskirma korkusu duymayiz… genelde tabi!24. Sünnet olmayız25. Meslek grubunda ‘ev kadini’ diye kebap bir seçenek var… 26. Birinden hoslansak da ‘ilk adim atma kabusu’ndan muafiz…27. Evet, gelinlik 200.- $, smokin ise 100.-$.. ve her ikisini desevgili damat ödüyor…28. ‘3 dubleden sonra fecii sarhos olurum’ diyebiliriz rahatlikla…29. ‘Çirkin’ kadin yoktur.30. 50 yasindan önce hiçbir erkege seks için para ödemek zorunda degiliz.31. 31 sayisi da sadece digerleri gibi bir sayi…32. Kisa boy mu? E topuklu ayakkabilar ne güne duruyor ki?33. Yasimiz ne olursa olsun bir uçan balon tasiyabilir, pamukhelva ve elma sekeri de yiyebiliriz.34. Her sabah tras olmak zorunda degiliz.35. Bir gece hos bir rüya görsek ertesi sabah pijamamizi kirliyeatmamiz gerekmez.36. Genellikle istedigimizi almamiz için söylememiz yeterlidir….37. Bazen istemedigimizi söyleyerek de aliriz.38. Blue-jean’lerimizin muhtelif kisimlari diger taraflarina göredengesiz biçimde beyazlamaz… ya da sararmaz…39. Kizdigimizda birbirimizin anneleri, kizkardesleri, ebeleri,dayilari ya da sülalesine dair cinsel taleplerimiz olmaz…40. Ayakta kalmak(?) için 1,5 kaymakli künefe yememiz gerekmiyor…41. Bebeklik albümlerimiz sirtüstü çirilçiplak resimlerimizle doludegil…42. ‘Hadi amcalara göster..’ seklinde rezil bir çocukluk animiz da hiç olmayacak…43. Uçan tekmelerle birbirimizin agzini yüzünü kirdigimiz sporlaryapmiyoruz…44. Fiziksel güç iddiamiz yok ama grip olunca da ölümcül birhastaliga yakalanmis gibi iptal olmuyoruz…45. Silah… hiç iki kizin silahla oynarken birbirini vurdugunu duydunuz mu?46. Horlamiyoruz….47. Az bildigimiz bir seyi çok anlatabiliriz.48. Birbirimize, beklenmedik yikici sonuçlar dogurabilecek, eseksakalari yapma adetimiz yoktur.49. Canimizin çektigi yemegi pisirir, kötü de olsa herkese yedirebiliriz.50. Kerizi parasindan ayirmada Allah vergisi bir yetenegimiz vardir.51. Sigaramizi yakacak birileri hep vardir…52. Evde bozulan bir aleti, onarmaya çalisip bir dahakullanilamayacak hale getirmek yerine tamirci çagirmak rasyonalitesine sahibiz53. Tükürmeyiz…54. Giysilerimizden o gün ögle yemeginde ne yedigimiz anlasilmaz.55. Harika alyansimiz asla killarin arasinda kaybolmaz.56. Estetik sanatlarin %90′i kadindan esinlenmistir.57. Ayaklarimiz kokmuyor.58. ‘Erkek sözü’ gibi ikna etmeye yönelik sifatlar yaratmadikhiç…Yoksa verilen sözlerin tutulmamasi gibi bir sorun mu var?59. Övgü ve komplimanlar sadece ruhumuzu oksar geçer, iknaetmeye yetmez… ya gururu oksanan bir erkek neyi reddeder ki? 60. Çapkinliklarimizin ardindan giysilerimizde, biz istemedikçe(mesela Monica L. istemisti!) , deliller (ruj lekesi, sari saç teli vs.)bulunmasi ihtimali yok…61. Toplum içinde organ düzeltme stresi..62. Cep telefonumuzun sesi popomuzdan gelmez.63. En sevmedigimiz insanlara bile, öyle gerekiyorsa eger, yeterince dayanabiliriz.64. Sevisirken sirtimiz yere gelse de bu kazananin karsi tarafoldugu anlamina gelmez.65. ‘Anneme gidiyorum’ diyerek kapiyi çarpmak bize yakisanbir ayricalik…66. Saçimizi boyayabiliriz… 20 yasinda bile…67. Çiglik atabiliyoruz… sevinince, üzülünce, korkunca…68. Aradigimiz adresi, kaybolmadan önce sormayi düsünebiliyoruz…69. Uzaga iseme, uzaga tükürme, yüksek sesle gegirme vb. karizma krikolarimiz yok….70. Askere gitmiyoruz..71. Annelik duygusu… apayridir…72. Sevgilimize, agabey ya da babamiza ait gömlek, kazak,mont, T-shirt’leri giyebiliyoruz.73. Bale, dans, ritmik jimnastik, buz pateni vb. ugraslar edinmemiz cinsel tercihimiz hakkinda tartisma yaratmaz….74. Hayatimizin hiçbir döneminde kravat takmak zorundadegiliz…75. Mücevherler bizim…76. Yagmurda semsiyesiz kalmayiz.77. Belli dönemlerimiz, cinayet bile islesek hafifleticineden kabul edilir.78. ‘Bosanmak istersek’ tek celsede bosaniriz.79. ‘Bosanmak istemezsek’ zengin bir dul oluruz.80. Bir gün önce çikardigimiz çoraplarimizi evin alti üstüne gelmeden, üstelik de kimselere sormadan bulabiliyoruz.81. Kol saatimizin ayni zamanda hesap makinesi, takometre, barometre, termometre ve radyo olmasi gerekmiyor. 82. Playboy Late Night, kirmizi nokta, Tutti Frutti vb. yüzündenuykusuz geceler geçirmiyoruz.83. Özel günleri parmagimiza kirmizi iplik baglamadan da hatirlayabiliyoruz..84. ‘Kaaaave..’ye gitmiyoruz.85. Trafik polisinin alkol vs. çevirmelerinden muafiz…86. Istemezsek hesap ödemeyebiliriz.87. Yürürken ceplerimizden bozuk para, anahtar, çakmak vs.sesleri gelmez…88. Gece eve birakiliriz…89. Bulasik makinesi karmasik bir dünyadisi mekanizmadegildir…90. Geceyarisi yataktan sivisip, buzdolabinin isiginda zeytinyaglidolma, börek ve ‘hain köfte’ yemiyoruz…91. Ortaliktaki alakasiz her türlü nesne ve sözcükten cinsel çagrisimlar çikarip günün 14 saatini seks düsünerek geçirmeyiz…92. Kel olmuyoruz…93. Toplu tasima araçlarinda nadiren ayakta kaliriz.94. Futbol mu? Bizim tuttugumuz takim genelde kaybetmez…95. Her basarili erkegin arkasinda bir kadin vardir…96. Berberde kimse yüzümüzü 800 kolonya ile ovusturarakgözlerimizi yuvalarindan ugratmiyor.97. Bizim berberlerin koltuga yaslanmasi ya da üzerimize abanmasi da gerekmiyor…98. Para cüzdanimiz bir süre sonra kavisli yuvarlak hatli birsekil almiyor.99. Pantolon almaya çikip eve uçak maketi, uzaktan kumandali araba, mini langirt masasi vb. emtia ile dönmüyoruz.100. Eh… bir de Brad Pitt hak ettik artik :)

ERKEKLER İÇİN HAYAT KURTARAN YENİ EMNİYET KEMERİ :)


HER ŞEYDEN ...


Sabah nette gazeteleri okurken 2 haber çok hoşuma gitti...


Birinci haber Ayşe Arman nın bir röportajı.suadiye de kapıcılık yapan 2 üniversite mezunu zehir gibi pırıl pırıl bir genç...okurken hem üzüldüm hem sevindim hem güldüm ama en çok helal olsun istenirse her şeyin üstesinden gelinebileneceğin en güzel örneklerinde biri bu genç diye düşündüm...üniversite mezunu olmak her şeyi çözmüyor bana göre .2 dil bilen 2 üniversite mezunu olan ama hayatta her şeyin en iyisini ben bilirim havalarında dolaşan , insanları eğitim veya maddi konumlarına göre değerlendirip ona göre davranan ne yazıkki çok kişi var ...


evet çok önemli üniversite mezunu olmak.bu bir yerde etiket .ama çok daha önemli olan onun üzerine ne kattığınızdır .yaşanmışlıklarınızdan tecrübe edinmeniz daha da önemlisi ders almasını bilmenizdir.bazen insan ilkokul mezunu bir kişiden bile çok şey öğrenebiliyor hayat anlamında





İkincisi bir aşık kocanın eşine yaptığı müthiş sürpriz ...gerçekten çok büyük bir ince düşünce ...güzel bir davranış.yıldönümünde eşinin yazmış olduğu şiirleri kendisinden habersiz alıyor ( kendi deyimiyle çalıyor :) )ve kitap olarak çıkarıyor .tüm arkadaşlarını ailesini ayarlıyor ve devamı




bunu yaşama konusunda umudum yok gibi bir şey bu zamanda :)


okurken çok duygulandım.

sevdiği insan uğruna neleri göze almıyorki insan ...neleri feda etmiyor ...