KADINLAR İÇİN BİLGİSAYAR VE MOUSE MODELİ :)











ALLAHTAN KADINIZ DEDİRTEN 100 NEDEN :)

1.Sigaradan sararmis biyiklarimiz yok…2. Arabamızın yolda patlayan lastigini degistirmeyi bilmesek de olur.3. ‘Ya kalkmazsa? ‘4. ‘Ya inerse? ‘.. sizin de isiniz zor valla yaaa…5. Pantolon giymek bizim için fizyolojik olarak en az etek kadarrahattir.6. Kisiligimiz kullandigimiz arabanin beygir gücü ile dogruorantili olarak degismiyor.7. Tuvalette sadece tavana degil, sagimiza solumuza herhangi bir ölçme-biçme endisesi duymaksizin bakinabiliriz.8. ‘Gerçek mi, rol mü yapiyor? ‘9. ‘Damsiz Girilmez’ bize bir sey ifade etmiyor…10. Kirmizi isikta yanimizdaki arabanin bizden önce çikmasi ya da bir aracin bizi sollamasi hiçbir sey demek degildir.11. Istedigimiz her yerde ve her kosulda ağlayabiliriz.12. Bedensel hareketlerimiz vücudumuzdaki olasi kaslaribelirginlestirecek diye bir zorunlulugumuz yok…13. Vücudumuzda kas olacak diye bir zorunlulugumuz da yok hatta..14. Kas gücü gerektirecek isleri zevkle yapacak birileri her zaman vardir…15. Dügme, sökük vs. dikmek özel bir beceri gerektirmiyor.16. Dünya yerle bir olsa önce kadinlar ve çocuklar!17. ‘Yoktan var edilen’ yapay bedenlerimize tapinacak bir karsi cins varken, kozmetik ürünleri ve estetik cerrahinin olanaklarindan sonuna kadar yararlaniyoruz…18. Asik oluyoruz… korkmadan.19. Biraz göbek sevimli mi durur? .. hadi ordan! ! siz hiç ‘kalçalarimdaki yaglar beni çekici gösteriyor’ diyen bir kadin gördünüz mü? Asla dis görünüsümüzle ilgili yalan telkinlerle kendimizi kandirmaya çalismayiz.. Rejim gerekiyorsa rejim… alla alla…20. Tecavüze ugradigimizda cinsel tercihimizi degistirmek zorunda degiliz…21. Duygusal saçmaliklar adina kredi sahibiyiz… çiçek ve çikolata istiyoruz….22. Evde, banyoda, kil- tüy dökmeyiz…23. Dokundugumuz bedenin herhangi bir kismindan silikonlar fiskirma korkusu duymayiz… genelde tabi!24. Sünnet olmayız25. Meslek grubunda ‘ev kadini’ diye kebap bir seçenek var… 26. Birinden hoslansak da ‘ilk adim atma kabusu’ndan muafiz…27. Evet, gelinlik 200.- $, smokin ise 100.-$.. ve her ikisini desevgili damat ödüyor…28. ‘3 dubleden sonra fecii sarhos olurum’ diyebiliriz rahatlikla…29. ‘Çirkin’ kadin yoktur.30. 50 yasindan önce hiçbir erkege seks için para ödemek zorunda degiliz.31. 31 sayisi da sadece digerleri gibi bir sayi…32. Kisa boy mu? E topuklu ayakkabilar ne güne duruyor ki?33. Yasimiz ne olursa olsun bir uçan balon tasiyabilir, pamukhelva ve elma sekeri de yiyebiliriz.34. Her sabah tras olmak zorunda degiliz.35. Bir gece hos bir rüya görsek ertesi sabah pijamamizi kirliyeatmamiz gerekmez.36. Genellikle istedigimizi almamiz için söylememiz yeterlidir….37. Bazen istemedigimizi söyleyerek de aliriz.38. Blue-jean’lerimizin muhtelif kisimlari diger taraflarina göredengesiz biçimde beyazlamaz… ya da sararmaz…39. Kizdigimizda birbirimizin anneleri, kizkardesleri, ebeleri,dayilari ya da sülalesine dair cinsel taleplerimiz olmaz…40. Ayakta kalmak(?) için 1,5 kaymakli künefe yememiz gerekmiyor…41. Bebeklik albümlerimiz sirtüstü çirilçiplak resimlerimizle doludegil…42. ‘Hadi amcalara göster..’ seklinde rezil bir çocukluk animiz da hiç olmayacak…43. Uçan tekmelerle birbirimizin agzini yüzünü kirdigimiz sporlaryapmiyoruz…44. Fiziksel güç iddiamiz yok ama grip olunca da ölümcül birhastaliga yakalanmis gibi iptal olmuyoruz…45. Silah… hiç iki kizin silahla oynarken birbirini vurdugunu duydunuz mu?46. Horlamiyoruz….47. Az bildigimiz bir seyi çok anlatabiliriz.48. Birbirimize, beklenmedik yikici sonuçlar dogurabilecek, eseksakalari yapma adetimiz yoktur.49. Canimizin çektigi yemegi pisirir, kötü de olsa herkese yedirebiliriz.50. Kerizi parasindan ayirmada Allah vergisi bir yetenegimiz vardir.51. Sigaramizi yakacak birileri hep vardir…52. Evde bozulan bir aleti, onarmaya çalisip bir dahakullanilamayacak hale getirmek yerine tamirci çagirmak rasyonalitesine sahibiz53. Tükürmeyiz…54. Giysilerimizden o gün ögle yemeginde ne yedigimiz anlasilmaz.55. Harika alyansimiz asla killarin arasinda kaybolmaz.56. Estetik sanatlarin %90′i kadindan esinlenmistir.57. Ayaklarimiz kokmuyor.58. ‘Erkek sözü’ gibi ikna etmeye yönelik sifatlar yaratmadikhiç…Yoksa verilen sözlerin tutulmamasi gibi bir sorun mu var?59. Övgü ve komplimanlar sadece ruhumuzu oksar geçer, iknaetmeye yetmez… ya gururu oksanan bir erkek neyi reddeder ki? 60. Çapkinliklarimizin ardindan giysilerimizde, biz istemedikçe(mesela Monica L. istemisti!) , deliller (ruj lekesi, sari saç teli vs.)bulunmasi ihtimali yok…61. Toplum içinde organ düzeltme stresi..62. Cep telefonumuzun sesi popomuzdan gelmez.63. En sevmedigimiz insanlara bile, öyle gerekiyorsa eger, yeterince dayanabiliriz.64. Sevisirken sirtimiz yere gelse de bu kazananin karsi tarafoldugu anlamina gelmez.65. ‘Anneme gidiyorum’ diyerek kapiyi çarpmak bize yakisanbir ayricalik…66. Saçimizi boyayabiliriz… 20 yasinda bile…67. Çiglik atabiliyoruz… sevinince, üzülünce, korkunca…68. Aradigimiz adresi, kaybolmadan önce sormayi düsünebiliyoruz…69. Uzaga iseme, uzaga tükürme, yüksek sesle gegirme vb. karizma krikolarimiz yok….70. Askere gitmiyoruz..71. Annelik duygusu… apayridir…72. Sevgilimize, agabey ya da babamiza ait gömlek, kazak,mont, T-shirt’leri giyebiliyoruz.73. Bale, dans, ritmik jimnastik, buz pateni vb. ugraslar edinmemiz cinsel tercihimiz hakkinda tartisma yaratmaz….74. Hayatimizin hiçbir döneminde kravat takmak zorundadegiliz…75. Mücevherler bizim…76. Yagmurda semsiyesiz kalmayiz.77. Belli dönemlerimiz, cinayet bile islesek hafifleticineden kabul edilir.78. ‘Bosanmak istersek’ tek celsede bosaniriz.79. ‘Bosanmak istemezsek’ zengin bir dul oluruz.80. Bir gün önce çikardigimiz çoraplarimizi evin alti üstüne gelmeden, üstelik de kimselere sormadan bulabiliyoruz.81. Kol saatimizin ayni zamanda hesap makinesi, takometre, barometre, termometre ve radyo olmasi gerekmiyor. 82. Playboy Late Night, kirmizi nokta, Tutti Frutti vb. yüzündenuykusuz geceler geçirmiyoruz.83. Özel günleri parmagimiza kirmizi iplik baglamadan da hatirlayabiliyoruz..84. ‘Kaaaave..’ye gitmiyoruz.85. Trafik polisinin alkol vs. çevirmelerinden muafiz…86. Istemezsek hesap ödemeyebiliriz.87. Yürürken ceplerimizden bozuk para, anahtar, çakmak vs.sesleri gelmez…88. Gece eve birakiliriz…89. Bulasik makinesi karmasik bir dünyadisi mekanizmadegildir…90. Geceyarisi yataktan sivisip, buzdolabinin isiginda zeytinyaglidolma, börek ve ‘hain köfte’ yemiyoruz…91. Ortaliktaki alakasiz her türlü nesne ve sözcükten cinsel çagrisimlar çikarip günün 14 saatini seks düsünerek geçirmeyiz…92. Kel olmuyoruz…93. Toplu tasima araçlarinda nadiren ayakta kaliriz.94. Futbol mu? Bizim tuttugumuz takim genelde kaybetmez…95. Her basarili erkegin arkasinda bir kadin vardir…96. Berberde kimse yüzümüzü 800 kolonya ile ovusturarakgözlerimizi yuvalarindan ugratmiyor.97. Bizim berberlerin koltuga yaslanmasi ya da üzerimize abanmasi da gerekmiyor…98. Para cüzdanimiz bir süre sonra kavisli yuvarlak hatli birsekil almiyor.99. Pantolon almaya çikip eve uçak maketi, uzaktan kumandali araba, mini langirt masasi vb. emtia ile dönmüyoruz.100. Eh… bir de Brad Pitt hak ettik artik :)

ERKEKLER İÇİN HAYAT KURTARAN YENİ EMNİYET KEMERİ :)


HER ŞEYDEN ...


Sabah nette gazeteleri okurken 2 haber çok hoşuma gitti...


Birinci haber Ayşe Arman nın bir röportajı.suadiye de kapıcılık yapan 2 üniversite mezunu zehir gibi pırıl pırıl bir genç...okurken hem üzüldüm hem sevindim hem güldüm ama en çok helal olsun istenirse her şeyin üstesinden gelinebileneceğin en güzel örneklerinde biri bu genç diye düşündüm...üniversite mezunu olmak her şeyi çözmüyor bana göre .2 dil bilen 2 üniversite mezunu olan ama hayatta her şeyin en iyisini ben bilirim havalarında dolaşan , insanları eğitim veya maddi konumlarına göre değerlendirip ona göre davranan ne yazıkki çok kişi var ...


evet çok önemli üniversite mezunu olmak.bu bir yerde etiket .ama çok daha önemli olan onun üzerine ne kattığınızdır .yaşanmışlıklarınızdan tecrübe edinmeniz daha da önemlisi ders almasını bilmenizdir.bazen insan ilkokul mezunu bir kişiden bile çok şey öğrenebiliyor hayat anlamında





İkincisi bir aşık kocanın eşine yaptığı müthiş sürpriz ...gerçekten çok büyük bir ince düşünce ...güzel bir davranış.yıldönümünde eşinin yazmış olduğu şiirleri kendisinden habersiz alıyor ( kendi deyimiyle çalıyor :) )ve kitap olarak çıkarıyor .tüm arkadaşlarını ailesini ayarlıyor ve devamı




bunu yaşama konusunda umudum yok gibi bir şey bu zamanda :)


okurken çok duygulandım.

sevdiği insan uğruna neleri göze almıyorki insan ...neleri feda etmiyor ...




EFLATUN'A SORMUŞLAR

Eflatun'a iki soru sormuslar.
Birincisi ; "Insanoglunun sizi en çok sasirtan davranislari nedir ? "
Eflatun tek tek siralamis :
- Çocukluktan sikilirlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarini özlerler...
- Para kazanmak için sagliklarini yitirirler. Ama sagliklarini geri almak için de para öderler...
- Yarindan endise ederken bugünü unuturlar.Dolayisiyla ne bugünü ne de yarini yasarlar...
- Hiç ölmeyecek gibi yasarlar. Ancak hiç yasamamis gibi ölürler...
Sira gelmis ikinci soruya ; "Peki sen ne öneriyorsun?"
Bilge yine siralamis ;
- Kimseye kendinizi "sevdirmeye" kalkmayin!
Yapilmasi gereken tek sey, sadece kendinizi "sevilmeye" birakmaktir...
- Önemli olan; hayatta "en çok seye sahip olmak" degil, en az seye ihtiyaç duymaktir

HAZIR BEBEK MAMALARI




Çocuğum yok ama çocuklar ve yaşlılar konusunda çok hassasım.markete gittiğimde çocuklu ailelerin sepetlerinde hazır mamalar yada meyveli yoğurtlar gördüğüm zaman resmen deliriyorum.
o ailelere sorduğunuz zaman çocuklarının yemekleri konusunda çok hassas olduklarını söylerler.
her ne kadar içinde sebze ,et olduğu yazılsa veya söylense dahi nasıl insanlar güvenip alabiliyorlar şaşırıyorum.
hiç bir firma ürünümüzde katkı maddesi koruyucu var elbette demez .içinde tam olarak ne olduğu belli olmayan bir mama ! evde insanın kendinin temiz içine sinerek yavrusuna mama yapması bu kadar mı zordur ! bir kabak , havuç, patates ,bezelye karnıbahar vb sebzeleri pişirip günlük olarak çocuğa vermek çok daha sağlıklı bence .
ayrıca şu hazır meyveli yoğurtlar ! evde hazırlandığında hazır mamalar kadar uzun süre dayanmıyor .demekki mutlaka içlerine bazı katkı maddeleri koyuyorlardır .
ayrıca bir çok firma türkiye deki yasal boşluklardan yararlanıp katkı maddelerini yazmıyorlar etiketlerine ...
bir yakınımın oğlu küçükken hiç bir şey yemiyordu.yediği sadece o zamanlar yeni meyveli yoğurtlar çıkmıştı.yediği sadece bunlardı.anneside yeterki yesin diye devamlı bundan veriyordu .çocuk tüm gün bir şey yemese acıktım demiyordu.sadece bu yoğurt...
annesi bir süre sonra almaktan sıkıldı .ve şöyle bir çözüm buldu.bu yoğurt kablarını atmadı yıkadı sakladı.evde kendi çocuğun sevdiği meyvelerden yoğurtlar yaptı ve onların içine doldurdu.çocuk yoğurt istediği zaman bunları vermeye başladı ...aynı kab olduğu için çocuk ne olduğunu anlamadan bir güzel yiyordu.güzel bir düşünce...
birde mamaların mikrodalga da ısıtılması olayı ! hiç bir şekilde bana mantıklı gelmiyor .uzmanlar mikrodalga çalışırken bile asla önünde durulmaması gerektiğini söylüyorlar radyasyon yayıyor diye .ve bunu en değerli varlıklarımızın mamalarının ısıtılmasında nasıl kullanılır hiç mantığım almıyor.mutlaka o mamaya zarar veriyordur ve besin değerini düşürüyordur
en güzeli benmari usulü ısıtmak
Sosyal Pediatri Derneği Başkanı Prof Dr. Gülbin Gökçay hazır mamalar ve anne sütü ile ilgili düşüncelerini şöyle belirtmiş :
“İnek sütünün çeşitli işlemlerden geçirilmesi sonucunda hazırlanan bebek mamalarının, her ne kadar anne sütüne yakın oldukları bildirilse de, çocuk sağlığı açısından anne sütünün ve emzirmenin yerini tutmaları olanaksızdır. Mamaların halka doğrudan reklamlarının anne sütü ile beslenmeyi olumsuz etkilediği belirlenmiştir. ABD ve Somali dışında dünyadaki tüm ülkelerin imzalamış olduğu uluslararası yasa ile bu reklamlar yasaklanmıştır. Buna karşın ülkemizde maalesef televizyon kanallarında özellikle halkın en fazla televizyon izlediği saatlerde bu mamaların reklamları yapılmakta, birçok hastanede doğum yapan annelere mama üreten firmalar tarafından çeşitli reklam malzemeleri dağıtılmaktadır. Bu yasanın uygulanmasının sağlanması başta devlet görevlileri olmak üzere tüm vatandaşların görevi olmalıdır.”
fikirlerine çok önem verdiğim çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı prof hilal mocan bir röportajında şunları söylemiş:
Mama ile beslenen çocuklarda ne gibi sağlık riskleri doğabilir?
Mama eğer aşırı derecede verilirse çocuk aniden kilo alır ve bunun da bazı zararları ortaya çıkar. Çünkü anne sütü ile beslenirken çocukların yağ hücrelerinde aşırı derecede hacim artması olmaz. Ama mamayla beslenirse yağ hücrelerinin hem hacmi hem de sayısı artar. Bu da obezite için en önemli kriterdir. Ayrıca anne sütünde büyüme faktörleri vardır; bir mamaya her şeyi koyabilseler bile bu büyüme faktörlerinin konulması mümkün değil. Anne sütü ile beslenen çocuk daha çeviktir, IQ'su daha yüksektir. Anne sütünün avantajları ileriki yaşlarda ortaya çıkar. Dünyanın en pahalı ilaçlarından biri olan 'İnterferon' diye bir ilaç var; viral enfeksiyonlara karşı çocuğu korur ve kanser tedavisinde de yeri vardır. İşte bu ilacın içeriği anne sütünde doğal olarak vardır ama mamada yoktur!
lütfen biraz daha özen biraz daha dikkat ...
ayrıca uzmanlar kablosuz internet kullanan kişilerin geceleri mutlaka adsl i kapatmalarını öneriyorlar .özellikle çocuklu ailelerin daha dikkatli olması gerekiyor.özellikle bebeğin olduğu odada asla bulunmaması gerekiyor adsl...
umarım sağlıklı mutlu huzurlu bebekler çocuklarla dolar bu gittikçe yapaylaşmaya başlamış dünya...bir umut
en büyük isteğim yıllardır bu resimdeki bebeğe benzeyen bir yavrumun olması :)

YAŞA !


YAŞA !...

Her şeye boşver, dolu dolu yaşa. Madem ki bir aşkın var, ne güzel, tadını çıkar...

Sanki ayıp bir şeymiş de utanıyormuşsun gibi yazmışsın bana...

Her şeye boşver ve aşkı yaşa...

İlle de büyük aşk olması gerekmez; yaşanan her aşk büyüktür, yeter ki tadını çıkarmasını bil... Çok büyük umutlar bağlama, yarını hiç düşünmeden, günü gününe sev, sevginin tadını çıkar... Sevgide geleceği düşünürsen aşkı, bombok edersin. Sakın haaa...

Sonsuz, monsuz diye karşındakinin başını yeme...

Her şeye boşver; öylesine sev ki, sevdiğini bile umursama, salt kendin için sev, bencilce yaşa aşkı, bütün maddesiyle...

Yaşamdan elinde kala kala salt yaşadığın sevgiler kalır sonunda, ne şu, ne de bu...

Bütün onlar, aşkı yaşamak için gerekli olan - ne yazık ki gerekli olan- gereklerdir.

Aslolan aşktır yaşamda...

Dolu dolu, dolu dizgin, zilzurna, saniye saniye aşkı yaşayarak sev...

İki yıl, üç yıl sürecek diye umutlanıp enayilik etme...

İster sürer, ister sürmez... Sen o anı yaşa yeter ki...

Yitirdiğin zaman; yaşadıklarını kazanmış olacaksın...

Sonunda elbet yitireceksin, ama yitireceğini hiç düşünme; çünkü aynı zamanda kazanmışsındır da... Anılar kazanıyorsun daha ne...

İç o zaman, sarhoş ol...

Yüce şeyler düşünme severken, sevgiyi berbat edersin; çünkü sevginin kendisinden daha yüce bir şey olamaz..

Aferin sana seviyorsan, seviliyorsan...

Sakın kuşkulara kapılma. Karşındakini didikleme, yiyip bitirme...

Türk gelenekleri, görenekleri öyle...

Sakın bu aptallığı yapma...

Severken yirmi yıl sonrasını değil, yirmi dakika sonrasını bile düşünme, sevginin içine edersin... An an yaşa, derin derin hem de...

Afferin sana... Çok sevindim. İşe güce boşver.

Artık sana ne Surname'yi, ne de başka şeyi soruyorum. Keyfince yaşa, sev...

Sevildikçe sev, sevilmeyince de tastamam boşver ve o zaman o güzelim yalnızlığına sarıl...

O yalnızlık ki, bütün sevgilerden daha güzeldir ve sonunda onun koynuna girmek için kendi kollarımızla kendimizi sararız...

O zaman da hiç üzülmeyeceksin. Çünkü nasıl olsa, sığınacak bir yalnızlığımız var; günün birinde anamız bile bizi bırakır gider ama o yalnızlığımız, biz yaşadıkça bizi hiç bırakmaz... Severken bunları düşünme, lütfen yarınsız sev!

Hadi, sevgiyle öperim. Yaşa sen !...


Aziz NESİN


Bir kutu dolusu yasam gönderiyorum sana

Sade bir kurdeleyle süslenmis

Çöz kurdeleyi ve kaldır yavasca kutunun kapagını...

Kocaman bir fırca ve bin renk koydum kutuya

Bir cennet resmi yapıp içine gir diye...

Düsler serpistirdim gizlice düs kurmayı unutma diye...

Bir tane de elma sekeri yerlestirdim

İçindeki çocugu yeniden tadabil diye...

Günesin batısını billur suyun sesini

Kırmızı gelinciklerin saflıgını

Taze ekmegin kokusunu ve bir Gulumsemenin sıcaklıgını da sıgdırdım

Ruhlarımız ac kalmasın diye...

Kutuya biraz da sevecenlik koydum güclü ol diye

Cünkü acımasız olan güçsüzdür.

Beyaz bir güvercin uçup kendi kondu kutuya

Barısı ve özgürlügü sunmak için...

Bir buket sevgi bir yudum aşk ve yarım Bir elmada koymadan edemedim

Paylasmayı anımsayalım diye...

Sevdiklerimize onları sevdigimizi Söylemek icin yarını beklemeyelim Hemen simdi bunu yapalım diye...

İçtenligi umudu neseyi bagıslayıcılıgı Özgüveni ve açık yürekliligi unutmadım "Ben" in dısına cıkıp bize ulasabilelim diye...

Son olarak da bir kart ilistirdim Kutuya bak bu kartta neler yazıyor

Bu kutunun kapagını her kaldırısında Yasamla ilgili yepyeni seyler kesfedeceksin Yasamak için yarını bekleme Al yasamı kollarının arasına ve sımsıkı sarıl

Yasamdan yalnızca almak yerine ona bir seyler ver

Kısacası bütünüyle insan ol Unutma(!)

Yasam dokuması henüz tamamlanmamıs Olaganüstü güzellikte bir duvar halısıdır ve Sana ait olan bu boslugu yalnız sen doldurabilirsin


ORHAN VELİ KANIK



Kimseyi kırmamak ve üzmemek sartıyla istedigin Herseyi dene :-) Birgün sonsuzlugun bulutlarına oturdugunda Ne aklın kalsın ne de kırık bir yürek :-)